Katlamalı Büyüme Stratejisi

Sınırlı Kaynaklardan Sınırsız Hayallere

Ana Konuşmacı ve Organizatör

Katlamalı Büyüme Stratejisi

Yavuz Altun

Gözlerinizi kapattığınızda, hayal ettiğiniz şeyin daha fazlasını görebilirsiniz. Dolayısıyla, gözlerinizi kapalı tutarak, hayal kurun ve hayalinizi nasıl gerçekleştireceğinizi düşünün. Bu etkinlik, içinizdeki engelleri kırma potansiyeline sahiptir, bu yüzden amacınızı ve en büyük 'nedeninizi' (örneğin, neden bu hayali takip etmek istersiniz?) bulmak için bunu tekrar tekrar yapın.

Ancak, bir hayalin peşinden giderken, her zaman, her zaman değişim yarattığını bilmelisiniz. Ayrıca büyümeyi de tetikleyebilir, ancak başarı yolculuğunuz büyümeye değil, değişime odaklanacaktır - kişisel gelişimden dahil olduğunuz herhangi bir kuruluşun kurumsal düzeyine kadar. Neden mi? Çünkü değişime nasıl yanıt verdiğiniz her şeydir. Keşif ve eylem olarak düşünün. Sonunda bilgi yaratır, ve bilgi güçtür.

Sears, Nokia, Kodak, Kmart, ToysRus ve Blockbuster, hepsi pazar değişikliklerine değil büyümeye yanıt verdikleri için benzer hikayelere sahiptirler. Edward Abbey, "Büyüme için büyüme, kanser hücresinin ideolojisidir" dedi. Dolayısıyla, büyümeye yanıt verme stratejisine sahip olan şirketler değişiklik yerine büyümeyle karşılaşan kanser hücresi gibi organizasyonlarında başarısız olurlar. Bu aynı zamanda, her birey için değişiklik yerine büyümeye yanıt veren veya odaklanan herkes için de geçerlidir.

Her şey nasıl yapılacağını ve hareket edileceğini bilmek yerine yapmak ve hareket etmekle ilgilidir.

Sürekli değişmek ve hayatta kalmakla ilgilidir. Herkes topa baktığında, sen sahaya bakmalısın. Herkes topa baktığında, topun nereye gidebileceğine bakmalısın.

Olay kutunun içinde düşünmek veya kutunun dışında düşünmek veya hiç kutu olmadığını düşünmek değildir. Eğer hiçbir şeyiniz olmadığını düşünürseniz sizi sınırlayan bütün etkenlerden kurtulup değişime ve yeniliğe başlayabilirsiniz.

Bilinç, bilgiyi tercih eder; hiçbir şey bilmeyen, aynı zamanda kendini de bilemez çünkü bilmek, bildiğiniz şeyi bilmekle başlar.

Katlamalı Büyüme Stratejisi

Görmek için gözlerinizi kapatmalısınız. Gözlerinizi kapattığınızda, hayal ettiklerinizi daha net görürsünüz. Gözlerinizi kapalı tutun, kendinize hayal kurmak için izin verin ve gözünüz kapalıyken bu hayallere nasıl ulaşacağınızı canlandırın. Bu etkinlik içinizdeki engelleri kırma potansiyeline sahiptir. Hayat amacınızı, en büyük nedeninizi bulmak için (Örneğin, bu hayali neden gerçekleştirmek istiyorsunuz?) sürekli hayalini kurun ve hayalinizi yazın, tekrar tekrar her aklınıza geldiğinde, ta ki gerçekleşinceye kadar yazın ve hayal edin... Yazmak, bilinçaltınızı zamanla bilinciniz ile birleştirir. Her gün girdiler, süreçler, çıktılar ile birlikte bunların geri ve ileri beslemesini, elemanları ve bu elemanlar arasındaki ilişkileri ve hayalinizi etkileyen dışsal kısıtları yani şartları yazın. Yazdıkça önünüzdeki engelleri daha net görecek ve bu minvalde hayallerinize ulaşmak için alternatif yollar belirleyeceksiniz. Tıpkı bir ağacın suya ihtiyacı olduğu gibi sizin de mevsim geçişleri sürecinde iyi bir bakıma ihtiyacınız var. Farkındalık arttıkça etki alanınız, kendinize güveniniz ve hayallerinize ulaşma, gelecekle ilgili inancınız daha güçlü olacaktır.

Bazı insanlar için mutluluk sadece ahlaki değerlerden oluşur; diğerleri için lüks bir hayat, pahalı bir araba, güzel bir eş veya daha fazla para gibi nesnelerden oluşabilir. Araçlar amaca dönüştüğü müddetçe, araçların sağladığı mutluluk, amaca ulaşıldığında yok olur. Uçları araçlara bağladığınızda, amaçtan saparsınız. Nitekim kişi ürettiğinde, paylaştığında ve başkalarına faydalı olduğunda mutlu olur. Hz. İbrahim (a.s) “Mutluluk; çalışmak, kazanmak ve kazanılanı başkalarıyla paylaşmaktır.” diyor.

Bilgi Gücün Kaynağıdır

Güçlü olmak ne demek? Güç göstergesi nedir? Yeni başlayanlar için şunu söylemek gerek; bu, birinin üzerine gücünü göstermekten veya insanları kendi isteğine zorlamaktan çok ötesindedir. Tabii ki güç göstererek insanlara istediğini yaptırabilirsin ama gerçek güç denilen kaba güç, yüksek mevkii veya otorite değildir. Bu “etkili olmak”la ilgilidir. Güçsüzlüğün güç bulmuş hâlidir. Hukuksuzluktur. Hukukun güçlü olmadığı yerde gücün hukuku başlar, bu da zulmün ta kendisidir. Gerçek güç ve gerçek liderlik; güçlü olmak değil, güçlü kılmaktır.

Güçlü olmayı sağlayan otoriter bir mevki veya emir komuta zincirinde yüksek bir mertebeden fazlası var. Gerçek şu ki emir komuta zincirinde yüksek bir mevkide olmak etkili olacağınızın teminatı değildir, diğer yandan böyle bir mevkiye sahip olmamanız etkili olamayacağınız anlamına da gelmez.

Eylem Gücün Kaynağıdır

Üniversite son sınıftayken sektörel sunumlar yapmak üzere profesyoneller okulumuza geliyordu. Hepimiz okulu bitirecek olmanın sevincini yaşıyorduk. Okulun son aylarıydı. Sunuma gelen profesyonel bir yöneticinin sunumun sonundaki şu ifadeleri aklımdan çıkmıyor: “İşsizler ordusuna katılmaya hazır olun, esas hayat şimdi başlıyor.” Çok sonraları anladık ki en gerçekçi sunum bu olmuş. Bilgisizlikten daha kötü olanı bilmek ister misiniz? Bir şeyleri bilmek ve hiçbir şey yapmamaktır. Bu, bilgi ile ilgili tüm fikirleri anlamsız kılar. Bu da eylemi bilgi kadar önemi kılandır. Sizinle gelmiş geçmiş en büyük düşünürlerin ortak noktasına bakalım: Onlar oturup, kollarını kucaklarında bağlamadılar. Bir şey biliyorsan, bu bilgiyle bir şey yapmalısın. Gücü ararken unutulmaması gereken unsur, insanların yapılanı gördükleridir. Eğer hiçbir şey yapmazsanız insanları etkileyemezsiniz. Sadece doğru yolu bilmek yeterli değildir, o yoldan yürümek gerekir. İnsanları etkilemenin en bilinen şekli, insanların istenen bir şeyi yapmalarına teşvik edilmesidir fakat sorun şu: Onlar kendilerinden ne istendiğini bilmezlerse ne yapabilirler? Bunun kısaca tanımı, bireysel ya da kurumsal olsun, hedef kopukluğudur. Doğru yolda eğri giderseniz veya eğri yolda doğru giderseniz asla hedefe varamazsınız. Bu nedenle eylem, güç arayışı içinde en önemli olgudur. Bu sesli hitabet olabilir, özellikle sergilenen davranışlar veya dikkat çeken hareketler, ama her hâlükârda bir şey yapmalısınız. Kafanızı bilgilerle doldurduysanız, bu bilgiyi pratiğe dökmelisiniz, öğrendiklerinizi uygulamalısınız. Sadece eyleme geçerek güçlü olma yolunda ilerleyebilirsiniz.

Bilgisizlikten daha kötü olanı bilmek ister misiniz? Bir şeyleri bilmek ve hiçbir şey yapmamaktır. Bu, bilgi ile ilgili tüm fikirleri anlamsız kılar. Bu da eylemi bilgi kadar önemi kılandır. Sizinle gelmiş geçmiş en büyük düşünürlerin ortak noktasına bakalım: Onlar oturup, kollarını kucaklarında bağlamadılar. Bir şey biliyorsan, bu bilgiyle bir şey yapmalısın. Gücü ararken unutulmaması gereken unsur, insanların yapılanı gördükleridir. Eğer hiçbir şey yapmazsanız insanları etkileyemezsiniz. Sadece doğru yolu bilmek yeterli değildir, o yoldan yürümek gerekir. İnsanları etkilemenin en bilinen şekli, insanların istenen bir şeyi yapmalarına teşvik edilmesidir fakat sorun şu: Onlar kendilerinden ne istendiğini bilmezlerse ne yapabilirler? Bunun kısaca tanımı, bireysel ya da kurumsal olsun, hedef kopukluğudur. Doğru yolda eğri giderseniz veya eğri yolda doğru giderseniz asla hedefe varamazsınız.

Bu nedenle eylem, güç arayışı içinde en önemli olgudur. Bu sesli hitabet olabilir, özellikle sergilenen davranışlar veya dikkat çeken hareketler, ama her hâlükârda bir şey yapmalısınız. Kafanızı bilgilerle doldurduysanız, bu bilgiyi pratiğe dökmelisiniz, öğrendiklerinizi uygulamalısınız. Sadece eyleme geçerek güçlü olma yolunda ilerleyebilirsiniz.

Mükemmellik Bir Eylem Değil,Bir Davranıştır

Dünyada en güçlü insanlar öğrenmeyi ve uygulamayı alışkanlık hâline getirmiş olan insanlardır. Bu kişiler öğrenmeyi ve öğrendiklerini uygulamayı öyle bir alışkanlık hâline getirmişlerdir ki bu, onların doğasına dönüşmüştür. İsteyen herkes bu seviyeye ulaşabilir. Bilgi edinmek ve bilgileri uygulamakla birlikte gerçek gücün nasıl geliştiğini görebiliyoruz. Sonrasında bu standartlara göre yaşamak, insana her girişiminde bu mükemmelleşme alışkanlığını geliştirmede yardımcı olur. Bizi diğer insanlardan ayıracak olan şey, doğrusunu bilmek ve bunu uygulamaktır. Mükemmelleşme alışkanlığını edinmek, beraberinde gelişmek için her fırsatı kullanmayı getirir, bir öncekinden daha iyisini yapmak isteriz. Bilgi, yeterince bilmediğiniz düşüncesini ve buna bağlı olarak sürekli daha fazla bilgi edinme arzusunu beraberinde getirir. Karşılaştığınız her görevi bir öncekinden daha iyisini yapma fırsatı olarak görmeye başladığınızda farkında olmadan hayatınızın her alanında fayda sağlayacak bir mükemmelleşme alışkanlığı edinirsiniz.

Bilgi, eylem ve istikrar mükemmelleşmeye giden yolun tarifidir. Mükemmelleşmeyi alışkanlık edindiğinizde büyük güç ve etkinlik sahibi olursunuz. Unutmayın ki güç, insanları itip kakmak veya istediklerinizi yapmaya zorlamak değildir. Güç, insanları incelikle etkilemektir. İnsanlar sizi yaptığınız işlerdeki mükemmelliğinizle tanıdığında isteklerinizi yerine getirirler, hatta bunu açıkça rica etmeniz bile gerekmez.

Tecrübelerinizden Öğrenin

İnsanlar hayatları boyunca birçok iyi veya kötü tecrübe edinirler. Gerçek şu ki ömrümüz şu ana kadar edindiğimiz tecrübelerden oluşan bir zincirdir. Ek olarak unutmak istediğimiz tecrübelerden bile birçok fayda sağlayabiliriz. Gerçek içsel güç edinme yolunda tecrübelere, öğrenme fırsatları veya ders alınacak anılar olarak bakılmalı ve bu hayatı gözden geçirme sürecini, işe yarayanları ve yaramayanları görme ve gelecekte benzer durumlarla karşılaşıldığında doğru kararları verebilme olanağı olarak görmeliyiz.

Günümüz toplumu bizi öyle programladı ki hayata bakış açımız edindiğimiz tecrübeleri, çoğunlukla olumsuzluklar, endişeler ve pişmanlıklar çerçevesinden değerlendirmemize neden oluyor ve olumluları ve güven verenleri görmezden geliyoruz. Gücü sarsan bir şey varsa o da insanın kendi yeteneklerine olan güvenini kaybetmesidir. Hangi yolun takip edilmesi gerektiğini bilmemek, insanların güçsüz hissetmelerine neden olabilir; rüzgârda savrulan bir yaprağa dönüşür insan. Eğer kötü tecrübeler edindiyseniz ve bunlar öz güveninizi sarstıysa o zaman şimdi biraz yavaş gidip bunları başka bir bakış açısından görmeye çalışmalısınız.

Risk Alın

Hayatın kendisi risktir. Her gün farkında bile olmadan yaptığımız bir sürü hareket, örneğin banyo yapmak, merdivenlerden inmek, telefon açmak veya kahvaltı etmek, bir sürü risk içerir. Peki o hâlde neden ümit edildiği gibi çıkarsa hayatınızı daha iyiye götürecek işlerde risk almayasınız? İnsanın konfor alanından çıkmaması ve özgürce hareket etmemesi, en iyi ihtimalde sıradanlaşmayı beraberinde getirme tehlikesi barındırır. Konfor alanınız dışındaki büyüme fırsatları, sadece yeni şeyler denemeye karşı fazla kayıtsız olduğunuz için heba olup gidiyor. O kadar konfora alışmışsınızdır ki en küçük heyecanı bile kontrol edemiyorsunuzdur artık.

Evet, bu güçsüz olmanın yollarından biridir. Risk hayatın bir parçasıdır ve bu nedenle her gün bir çeşit risk alırız, örneğin araba kullanırız veya yolda yürürüz, bu eylemler bir sürü hayatı tehdit eden riskler barındırırlar. Böyle düşündüğünüzde risk alacak kadar cesaretiniz olmadığı için yerinde saymak çok da akıllıca bir hareket değil. Siz zaten her gün sadece yaşamınızı sürdürmek için bir sürü risk alıyorsunuz, neden hayatınızı temelden iyileştirecek bir riski almayasınız ki? Dünyanın en güçlü insanları, ister ticaret dünyasında olsun ister siyasette veya sanat dünyasında, hepsi risk alan kişilerdir. Bu insanlar risk almakta çok cesurdurlar. Birçok zaman olduğumuz yerle olabileceğimiz yer arasındaki farkı, o an korku teri atmamıza neden olan ama gelecekte inanılmaz getirisi olacak bir adımı atıp atmamamız oluşturur.

Eğer ardında yatan fikir gerçek güce kavuşturacaksa o zaman o riski almaya değer. Bu borsada riskli bir planı takip etmek, riskli bir kariyer adımı atmak veya cebinizi tamamen boşaltma veya aksi takdirde doldurma fırsatı sunan son derece riskli bir proje olabilir. Evet, bu riski alın. Nelerin ters gidebileceğine odaklanmayın.

Kendinize, her şey yolunda giderse ne kadar büyük bir ödül beklediğinizi hatırlatın. Olumlu yanlarını ve olumsuz yanlarını tartın ve olumlu yanları ağır basıyorsa bu işe girmeniz için bir işarettir.

Karar Kaslarınız Güçlendirin

Kararlılık, istenen neticeye ulaşmak için gerekli olan gayreti göstermektir. Bu birçok şekilde görülebilir; örneğin bir toplantıya katılmak, yeni bir işe girişmek veya bir işi bitirmek ve sürdürmek olabilir. Vizyonunuz (amacınız) ile gerçek (mevcut durum) arasında karar verirsiniz. Bu, hayali gerçeğe dönüştürecek yoldur. Karar kasları kullandıkça güçlenir.

Kararlılık sözlerin ötesindedir. Siz kararlılığınızı ifade etmek için sözleri kullanabilirsiniz ama kararlılık göstermek için harekete geçmeniz gerekir. Buna odaklanılırsa kararlılık, “bir şeyleri yapmayı düşünmekten” fazlasına yol açar. Örneğin, bir kitabı yazma fikriyle boğuşurken birçok farklı düşünce belirebilir kafanızda: “Bunu yapabilir miyim?”, “Bunun yerine başka bir şeyler mi yapsam?” Kitabı yazmaya karar verdikten ve kapsamını belirlemek için araştırmalara başladıktan sonra duygu sellerinin içinden geçer insan ve nihayet tüm gönlüyle kitabı yazmak için gerekli olan her şeyi yapacağını anlar. Bundan sonra gerçekten kitabı yazmaya başlayarak “harekete” geçer. Yani karar, eyleme dönüşür. Şimdi beynin arkasında sürüp giden olumsuz düşünceleri alt etmek gerekir: “Bu kitabı yayınlayacak param var mı?”, “Bu kitap ya kimsenin umurunda olmazsa?”, “Başka şeyler mi yapmalı?” Amaçlanan hedefe dair net bir zihin yapısına ulaşılırsa bunu gerçekleştirmek için yola koyulabilir insan. Bu, kararlılıkla gelen güçtür

--> --> --> --> --> -->